www.islamastrolojisi.com "Adalet denge ve huzurun temelidir"

FATİHA EYLEM MANİFESTOSU www.islamastrolojisi.com
1-Etiklik (Eunsü)
2-Müteşekkirlik(Elhamdü)
3-Vicdanilik(ErRahim)
4-Sorumluluk(Yewmiddin)
5-Tevhit(İyyakena)
6-Meşru hedef ve Umutvar olmak(Sırat-ıMustakim)
7-Kimseyi taklit etmemek ve kendin olmak, samimi olmak(Gayrilmağdubi) #KABENİNHAYATŞİFRELERİ KİTABIMDAN ALINTIDIR...

31 Aralık 2016 Cumartesi

Why has Karlow been assassinated? Real Reason...


When Karlow was killed by Turkish police officer, President Erdogan and Putin made a declaration about the assassination. Both of them declared that this assassination had targeted to Russo-Turkish Relations and Syrian Peace Process. This is not fully true. Why?

Please read carefully...

When this assassination happened in Ankara and The Killer shouted "Freedom for Syria" "Russia get out of Syria" etc supporting FSA war resistance against the Syrian Regime of Asad everybody thought that America / The West planned a new process breaking the relations in between Russia and Turkey. I have also thought the same way at the beginning. However when I was on the plane while flying to Turkey last week, I read some news about the view of the Muslims from Morocco till Indonesia, some Muslims were sharing the killer police picture thinking him a sincere Muslim hero who paid attention for Syria. Turkish President Recep Tayyip Erdogan has been the leader of Islamic especially Sunni Islamic World from Rabat till Jakarta, from Kazan till Darussalam since he said “One Minute to Israel”. Londonese upper mind has planned to damage the prestige of Erdogan and his vision over Islamic community all over the world which has been occurred since then. 

Just because of this assassination, Erdogan has been shown the World Muslims as a President who does not care of Islam and Syria, he is the man following Turkey's interests and cooperating with the enemies of Muslims (Russia and Iran) and killing Kurds. Yes, BBC, CNN and all other western journalists are writing and pumping this vision to World so English speaking Muslims started believing this mess. ISIL which was established by London and supported and armed by NATO is telling its members that Erdogan is a Qafir (None-believer) Turkey is a Dar-ul-harb (Islamic War Area) so London is willing to spread the war of ISIL all over in Turkey. Osmanli Ocaklari which has been established by Feto is also trying to Alawi (Turkish Shia) to revolt (by painting Alawi house doors or walls) against the Government. They try to open a way for internal war.

So we can definitely say that this assassination of the West which they ordered FETO to do has found its aim. Erdogan has been criticized by the Muslims cooperating with Putin and Iran. Arab League called Russia and Turkey to give Duty for observatory delegates to follow the Peace Process and Cease Fire. Arab League has been controlled by London for a long time, whatever London says they do without hesitating because most of the Arab leaders have no personality, courage and willing to be against to UK, US or Satanic Illuminati.

BBC and British Authorities are planning new terrorist actions because they started warning their citizens not to go to Turkey these days. They already know where and when there will be a terror attack. People in Turkey noted that BBC had already known renting the flat accordingly where the terror attack would be. Turkish security forces must follow the BBC journalists so they can guess where there will be an attack.




15 Aralık 2016 Perşembe

ERDOĞANİZM NEDİR? NASIL GELİŞTİ?


Aslında bu düşünceyi ilk fark edenler(!) Türkiye’de ki Erdoğan karşıtı solcular(!)dır. Onlara göre Erdoğanizm, Türkiyeyi batılı değerlerden kopartarak şeriat düzeninin hakim olduğu bir devlet düzeninin oluşmasını sağlamayı amaçlayan ve bu sürecin sonunda Türkiyeyi büyük devletlere parçalatacak bir işleyiş ve felaket zihniyetidir.

Peki gerçekte bu mudur Erdoğanizm?

Onu seven milyonlar Erdoğanizm’den ne anlıyorlar?Recep Tayyip Erdoğan ister beğenilsin isterse olumsuz eleştirilsin fark etmez, o Türkiye'nin gelmiş geçmiş Atatürk’ten sonraki en faal Cumhurbaşkanıdır. İkisininde ortak hedefi Türkiyeyi bulunduğu zor durumdan yukarı taşımaktır. Yalnız Atatürk Erdoğan kadar şanslı değildi. Çünkü başına geçtiği ülke sadece halı ve sigara satan, hiç yolu bulunmayan, halkının çoğu hastalık ve savaşlarla bitmiş, çocuk ölümleri dağ gibi olmuş, alt yapı sorunları büyük bir ülkeydi. Ayrıca Britanya’dan kaçsa Sovyetler, Sovyetlerden kaçsa Britanya vardı. Yani Britanya ve Sovyetler Atatürk’ün başka bir çıkışa gitmesini engellerdi. Atatürk emperyallerin ne yaptığını nasıl olduğunu analiz etmiş ve buna göre zor şartlarda halkın çoğunun pekte istemediği devrimleri yapmıştı. Halifeliğin kalkmasından harf inkılabına kadar her şey Lozan'da Britanya dayatmasıdır.
Erdoğan'ın göreve geldiği dönemde ülkemizde çok kötü durumdaydı, ekonomisi batmış, kasaları boşaltılmış, nüfusu kalabalık, terör sorunu büyük, sağlık, eğitim yol vb yenilenmeyi bekleyen bir ülkeydi. Ancak kesinlikle Atatürk'ten daha şanslıydı.

Çünkü Britanya ve Rusya rakipti. Rusya'yla beraber hareket ederek Britanya'nın Türkiye üzerindeki hâkimiyetine son verebilirdi. Britanya'yı Orta Doğuda zayıflatabilirdi.

Göreve geldiğinde Erbakan’ın onu ve arkadaşlarını siyasal evlatlıktan reddetmesiyle Erdoğan'a uluslararası Siyonist lobilerden büyük destek geldi, aslında Erdoğan onların ne istediğini biliyordu, tıpkı Atatürk gibi onlar ne istediyse verdi.

Özelleştirmelerle bir çok kar eden kurumlar satıldı. The Cemaatle arası yağlı ballıydı. 2008’e cemaat kendisine ne istediyse verildiği için ülkeyi AK Partiyle beraber yönetiyordu.

Ancak bu böyle gidemezdi. Türkiye'nin ilerlemesi ve açılımlar yapması ve Terör, Sağlık, Eğitim, Bayındırlık vb ağır sorunlarını çözmesi gerekiyordu. Bu sorunlar içinde en hassası da Terör meselesiydi…

Bu sorunu çözebilmek için ipleri eline alması gerekiyordu Erdoğan'ın. MIT, İçişleri, Adalet, Savunma, Dış işleri, Milli Eğitim Bakanlıkları FETÖ’den geri alınmalıydı. Bazı sığ solcuların “Yağlı ballıydılar ne oldu da ayrıldılar? Tabi Rantı paylaşamadılar” gibi son derece salakça yorumları başlatan ayrılık MIT’in kontrolünde başladı. Fetö, Britanya adına çalıştığı için MIT’in başına kendi adamlarından birinin mesela Baransu’nun getirilmesini istedi. Ancak RTE buna karşı çıktı ve Anti Amerikan ve Anti D’ingiliz kendi adamı Fidan’ı getirdi. Erdoğanizm burada şunu görmüştü “Güçlü istihbarat güçlü devlet ve ülke” demekti. Ordunuz ne kadar güçlü olursa olsun eğer sağlam güçlü bir strateji üretmek için doğru bilgi, tecrübe, hikmet ve istihbarat yoksa o ülke koca bir hiçtir. MIT içinde cirit atan Fetöcüler tek tek uzaklaştırılmaya başlandı. Ancak ülke içindeki saçma sapan İstihbarat dağınıklığından faydalanan Fetö Jitem’de, Emniyet İstihbarat’ta hala çok güçlüydüler. Hrant Dink’ten daha başka stratejik cinayetleri bu güçleri sayesinde yapıyorlar, PKK’ya istihbarat sağlıyorlar, ABD ve Britanya’ya bilgi sızdırıp ülkeyi Batı’ya satıyorlardı. En büyük hainliklerinden biride, kendince protesto yapan gençlerin kafasına gaz fişekleri sıkma emrinin verilmesiydi.
Erdoğanizm bu sürecin sancılı geçeceğini görmüştü zaten. The Ciamaat, sırtını Londra, Washington, Paris, Berlin’e yaslamanın rahatlığıyla şımardıkça şımarıyor azdıkça azıyordu. Erdoğanizm Felsefesini şöyle açıklayabiliriz.

1-      Ne olursa olsun liderler halkı için çalışmalı, emperyalist devletlerin kışkırtma ve saldırılarından asla korkmamalı.

2-      Sırtını Halka yaslanmalıdır.

3-      İstihbaratı gerçekten MİLLİ hale getirmeli ve güçlendirmelidir.


4-      Ülkemizi tehdit eden en büyük sorunlar Mezhepçilik, Etnik Terör. Bunun için asla mezhepçi ve bir etnik kökeni destekleyip diğerlerini aşağılayan faşist bir çizgi oluşturulmamalı.

5-      KCK yada PDY gibi devletin içinde alt devletçikler izin verilemez.

6-      Mücadele uzun soluklu olacaktır, bu nedenle ülkemiz ve halkımız sonuna kadar her şeye hazırlıklı olmalıdır ve kenetlenmelidir.

7-      Bürokrasi hantal işlemektedir bunun aşılabilmesi için yetki sahipleri inisiyatiflerini sonuna ülke menfaatlerine karşı olmamak kaydıyla toplum menfaatleri için sonuna kadar kullanmalıdır.

8-      Ülkemizin yeniden süper güç olmasının önü Noter Cumhurbaşkanlığı ile değil Meclisle uyumlu AKTİF GÜÇLÜ LİDER CUMHURBAŞKANLIĞI ile olur.

Yeni anayasa ile bu düşünce iyice yerine oturacaktır. Terör ve terörizmi destekleyenlerin eli zayıflayacaktır. Eğer bu felsefe ve vizyon oturursa Türkiye'deki D'ingiliz işgal güçlerinin artıkları ( Beyaz Türkler, Jön Türkler, Jön Ciamaat, Jön Kürtler vb) asla bir daha güçlenemezler...


13 Aralık 2016 Salı

WHY IS ERDOGAN A DICTATOR (!)?



The western Media, especially in Germany, UK and USA call Erdogan as a dictator. How can an elected president be called as“Dictator? This is a bit strange and contradiction. In fact, Erdogan has continued peace process with PKK long time.  He opened a first government Kurdish TV Channel. He is the person who lifted every ban over Kurdish Culture, way of living. Kurds are freer with his policies. PKK got a lot of advantages during the time of Erdogan Governance. So, why has Erdogan turned back? Why is he called as “Tyrannical Dictator”?

Many people in Turkey were against to Peace Process with PKK, and many did not like the Kurdish State Channel. Citizens were afraid of Federal Turkey too. That is why Nationalist Movement Party (MHP) was strongly against Government’s policies about The Process and Talks with PKK. Even many people who love Erdogan did not like his Kurdish Policies. He has taken risks and bravely kept on following the same policies ignoring what is said. If he did not follow this policy he would be able to get more votes in Turkey. However he really wanted to finish this problem peacefully. He was so closed to solve this problem but he was not permitted to do this? 

By Who?

London is still governing the World even USA is not taking steps without asking London’s Experience. If Erdogan had solved the Ethnical Problems in Turkey, he would be very strong and this was not going to be permitted of course. Erdogan would get the support of whole Kurds too and may lead all Middle East and whole Islamic World as unofficial Caliph.

Gulen had sent HDP Party his man who has been former journalist, Dumanli, working for Zaman Newspaper, Gulen’s man requested them not stop fighting against Turkey, he brought the Message of Gulen and his promise for supporting HDP in coming elections. Terror secondly had to be raised.

Officers who work for FETO ( Gulenists) closed the security cams in Suruc Town just before the Suicide Bombing. Many Kurds died and PKK started blaming government supporting ISIL. Terror action has already known by FETO but instead of stopping, they helped suicide bombing too. This was a turning point of PKK, because PKK’s city Terror group TAK killed two police officers while they were sleeping in their apartment. Security cams had been closed by FETO too. PKK announced that “Peace Talks” were over. They started to kill officers in the Eastern Turkey. First attack was in Manzikert (Malazgirt) where the Turks had won a great victory against United Army of Byzantium and Crusades in 1071. This was not a coincidence of course. This was a message from Illuminati.

Big majority of people in Turkey has known this since it happened, but how about the people in the West? They always repeated all the same media stories over Erdogan. He was called “Dictator, Tyranny, Thief, ISIL Terror Supporter etc.” In fact, he has been the only leader really fight against The ISIL. ISIL was bombing Turkey’s centres but Western media had always covered the news. Because Western Media never asks “WHYS? WHAT FORS?” They are not interested in reality they are always working for Satanic Illuminati which is governed by London Political Academy.

Erdogan has been a first president who loudly says to New World Order bosses “STOP!”. They never earn enough Money from Turkish Interest Bonds and Funds anymore. So, Erdogan had to go for them. If Erdogan leaves Turkey they will start earning high interest Money again over Turkish Labour Class. 

Just a few hours before the terror attack in Istanbul, BBC had hired a place having a nice
view for broadcasting. Was this a coincidence? Of course NOT!

People in Turkey have seen all these things. Terror is the weapon of EU, UK and USA. PKK and FETO have never ever criticized UK or US. PKK is so called communist, anti-capitalist organisation, isn’t it? So why have PKK or FETO  NOT criticized these capitalist countries which are enemy of Communism? They are Many questions but these questions are not asked in the Western Media. NEVER!

They made people in The West silly, idiots and robots by their news which are leading them to the complete wrong. They have silly ideas over Erdogan and Turkey without living and knowing the country.

Yes, Erdogan is dictator for them because of ignoring dictations of Rothschild, Kissinger, London, and Rockefeller. If Erdogan had followed what they had dictated, he would not be called “Dictator” today. Erdogan should be declared as dictator so that way PKK, FETO and other Terror organisations are to be justified for their terror attacks. Erdogan is guilty because of his non-compromised hard policies. This is exactly what western media tries to make people believe in. The most people in the West take these pills without drinking water.

This replies the question at the top.

The people in The West who read this article are supposed to know that Turkey is very happy with Erdogan who says “NO” to the Novus Ordo Secularum.

We Turks, never ever kneel at dictations of the WEST. We keep fighting against PKK, FETO, ISIL terror organisations of Dictator LONDON.

Satanic Illuminati!!! We know what you are trying to do. However you cannot succeed…


  


Malazgirt Sendromu ve Mankurt Sendromu; Herkes Tercihini Çoktan Yaptı

2010 yılından beri önce düşük oranda sonra gittikçe artan Fetö üzerinden Haçlı saldırısı şimdiye kadar çeşitli aşamalardan geçti, her seferinde başta RTE'nı teslim alma ve onun Emperyalizme karşı başlattığı mücadeleyi bıraktırma çabaları ve tehditleri boşa çıktı.

15 Temmuz'da zirveye çıkan bu çabaları, darbeyi kendileri yedikten sonra ekonomik olarak Türkiye'yi diz çöktürmek istemeleriyle devam etti. Halk dövizin yükselmesiyle geçmişte asla yapmadığı bişeyi yaptı. Ülkesine yönelik New York'ta RTE'nin masasında "Direnmeyi bırak yoksa senide ülkenide mahvederiz" diyen Rotschild ve Kissenger köpeklerine karşı #dövizinitürkiyeiçinboz #bozdoları kampanyalarıyla bu oyunu da bozdu. Sıra şehir eylemlerine gelmişti yeniden, "Türkiye'de anti demokratik bir devlet var bu devlete de PKK Fetö ve CHP HDP direniyor" algısını BBC ve diğer Batı medyası şişirerek vermiş ve ayrıca "Diktatörün şiddet yanlısı siyaseti şiddetle cevap bulmuştur" yayınları yapmaktadır.

En son BBC tıpkı bu sene Mart ayında Alman gizli servisinin Alman TV muhabirlerine Türkiye'ye gidin orada PKK eylem yapacak sözlerini söylemesi gibi, MI6 da BBC'yi terör eyleminin olacağı yer ve noktayı söylemesiyle skandal görüntüleri oluştu.

Anadolu halkı bunları hep not ediyor...

En son 20'li yaşlardaki genç polislerin ve sivillerin şehit olması ise halkın yüreğini dağladı. Bu yaptıklarıyla yeterince cesaret edebilseler şunu söyletecekler Kılıçtaroğlu'na "Tüm bu şiddet iktidarın uzlaşmaz tutumu yüzünden olmuştur, Cumhurbaşkanının kışkırtmalarıyla olmuştur" diyecekler. Ancak halk çok kızgın, Elbette öfkenin Batılılarca RTE ve hükümete yönlendirmesini istemelerine, bu pis oyunları halkın görmesi her şeyi bozuyor.

Halkta gittikçe yükselen bir Malazgirt Sendromu başladı. Anadolu'da İslam ve Türk varlığı en ciddi tehdit altında. Onlar bunu başaramazlarsa tüm Avrupa'nın Müslümanlaşma tehlikesi var. Bir an önce Anadolu'nun bölünmesini ve Müslümanların parçalanmasını istemekteler. Çünkü nüfusu Müslümanların lehine gittikçe artan Avrupa kıtasında kiliseler bir bir camiye dönerken, aile mevhumu Avrupalılarda bitmişken ama oraya gelen göçmenlerle demografik yapının hızla değişmesi sonucu gittikçe gayri resmi Halife olmaya başlayan ve Yeni Anayasayla BAŞKAN ve hakim konuma gelecek Recep Tayyip Erdoğan'dan sonuna kadar korkmaktalar. Korkularında haklılar. Çünkü hiç bir lider ne Türkler arasında ne de Müslümanlar arasında onun kadar sevilmedi.
Hiç bir lider Batılılar arasından ondan nefret edildiği kadar edilmedi.

Türkiye'de hem AK Parti seçmeni, hem MHP seçmeni hemde CHP içindeki ülkesini seven ve KK'nin terör destekçisi siyasetini beğenmeyen Baykal'a yakın isimler Batı'nın ne yapmaya çalıştığını görüp Bayrağa, Yurduna ve Ülkesine ve kurumlarına daha fazla sahip çıkmaya başladı. Ülkede durmak bilmeyen Batı saldırıları kutuplaşmayı arttırdı bu doğru ama kutuplaşma beraberinde ezici çoğunluğun Devletin yanında yer almasını sağladı. İngiliz üst aklı bir türlü %30 da olsa RTE'ye karşı durabilecek kemikleşmiş bir yapı oluşturamadı. Kemalistlerin büyük kısmının Batı'ya karşı tavır alması da Dingiltere'yi üzen ve başarısız kılan unsurlardandır.

Sosyal Medya'da şimdiye kadar tüm ülke sathına yayılan bir çok paylaşımım oldu ancak bunlardan hiç biri 38 şehidin içinde ölen 21 yaşındaki resmini paylaştığım ve kendi oğlumla yaşıt polis memuru hakkında yazdıklarım kadar beğeniler ve tepkiler almadı.

Niye? Çünkü hepimizin kalbi aynı oranda yanıyordu.

Ayrıca bir polis memuru kendisi ağır yaralıyken Hemşireye söyledikleri ve hemşirenin bunu ağlayarak aktarması Malazgirt Sendromuna girdiğimizin işaretidir.

"Dün gece 26 yaşında bacağı ve kaburgaları kırılmış vücudu yanık et ve barut kokan polis bir hastam, “Hemşire hanım çok ağrım var, dayanamıyorum bağırıyorum; diğer hastaları çok mu rahatsız ediyorum” dedi.

O durumda bile hala kendini değil, diğer insanları düşünüyordu.
Ara ara arkadaşlarının durumunu ve şehit sayısını soruyordu."

Bu sendrom kendisini ve hayatını ülkesi için sevdikleri için kurban etmenin adıdır. Dolarını zarar etse de bozdurmanın adıdır.

Bununla beraber bi sendrom daha var.

Bu sendromda Mankurt Sendromu


Bu sendroma tutulanlar, eskiden olduğu gibi rahatça terör ve terör yanlısı hareket edemedikleri için Demokrasinin elden gittiğini söyleyen HDP'ci PKK'lılar.


Ülkenin gittikçe Din eğilimli bir devlet oluştuğunu iddia ederek Batı'ya koşmak isteyen Stokholm Sendromlu Beyaz Türkler ve Kemal Kılıçtaroğlu,

RTE'yi ülkeyi İran Ajanlarıyla doldurduğunu iddia ederek kendilerini haklı gören FETÖcü teröristler nasıl bir ihanetin nasıl bir pisliğin içinde olduklarını göremeyen kör MANKURT Sendromlulardır.

Bu kutupta duranlar şu an birleşmiş vaziyette sayıları halkın ezici çoğunluğu karşısında bir hiç kadar.

Kazanan elbette Malazgirt olacaktır. İster bu dünyada ister ahirette....




10 Aralık 2016 Cumartesi

Esaretin Bedeli ; Neden Dünyanın en iyi filmi?

Yıllar önce "kesinlikle okunması gereken kitaplar ve izlenmesi gereken filmler" adında bir liste yaptım. Bu listeyle amacım Türkiye'de halkımızın en önemli kitaplar ve filmler yoluyla okulda elde edemedikleri temek bilgi ve konuları elde etmeleri ve düşünsel tavaf yapan bir toplumun oluşmasını amaçladım. Allaha şükür halkımız o yazıyı tam 322 bin kez okudular. Tabiki başka sitelerde de bu listem adım ve kaynak verilerek yayınlandı. Bu önemli yazımın bu kadar çok okunup paylaşılması hedefimi gerçekleştirmemi sağladı. Hatta bazı yazarlar bu listeye girmek için benden rica da bile bulundular ve bende nazikçe ret ettim.

Neyse amacım neden bu listenin başında Esaret'in Bedeli vardı onu açıklayayım. Çünkü bu bir kaç defa soruldu.

Esaretin Bedeli, Kuran'da kuyuya atılan, hapse giren düşen Hz Yusuf'un başına gelenlerin bir benzeri gibidir. Film baştan sona mesajlar içerir. Filmde ana tema umut ve bilgidir. Umudun bilgiyle beslenmesi, azim ve gayretle her zor durumdan kurtulunur ana fikirdir. Ancak filmde öyle bir yer var ki bu tüm Dindarlara mesajdır. Filmde Müdür Warren sözde dindardır ama tüm sahtekarlıklarını sahte imanıyla örtmeye çalışır.

Filmde ana karakter Andy Dufresne, İncilin içine duvaru deldiği çekici saklar. Ne zar bunda canım demeyelim. Burada sinema dili üzerinden inanılmaz bir mesaj verilmiştir. Bizim TV'lerimizde Kanal 7'de ve diğer İslamcı kanalların hiç birinde asla göremeyeceğiniz bir mesajdır bu.

Senarist ve yönetmen Frank Darabont izleyiciye ve özellikle sinema okuyabilenlere "Sadece vahyin içindeki metinleri kutsal diye her gün okumak insanı kurtuluşa erdirmez. İnsan emek ve çaba harcamalıdır, bu çaba bilgiye dayalı olmalıdır, bilgiye dayalı bir çaba kitabın kendisinden gelen umutla azime dönüştüğünde kurtuluş gelecektir" mesajı var.

Çekiç ve orak komünizmde de emeği çalışmayı çabalamayı simgeler lakin Komünizm dini dışlar, dinin safsata ve eskilerin masalları olduğunu söyler. Komünizm insandaki inanma ve umuda sarılma isteğini görmezden gelir.

Geleneksel Katolik inançlar ki bunun içinde geleneksel İslamcılıkta bulunur, kitabı da emeğide görmezden gelerek ritüele olayı bağlamıştır çoktan. Çok inanıp az düşünen insan yığınlarının nasıl kullanıldığını anlamak için Fetö ve Daeş'e Avrupa'da Çetniklere bakmamız kafidir.

Darabond yazdığı ve yönettiği bu film ile sinema tarihinin en büyük yönetmeni ve senaristi olmuştur. Yönettiği diğer film Yeşil Yol'da muhteşemdir.

Kitap ve film listemi görmek isterseniz lütfen linki tıklayınız.

Kesinlikle okunması gereken kitaplar ve izlenmesi gereken filmler.



2 Aralık 2016 Cuma

CIA Stratejisti Graham Fuller'ın Kuyruk Acısı ve Toparlama Çalışması (Darbe ve Fuller Analizi).

Fetöyle beraber darbe gecesi Türkiye'de operasyon yapıp helikopterle son anda kaçan CIA stratejisti Fuller darbe girişiminden bir kaç saat sonra "Türkiye Suriye'ye karışmasın Amerika Rusyayla Suriye meselesini halleder" demişti. Bu haber ajanslardan daha sonra derhal çekildi. Peki Fuller bu sözüyle ne demek istemişti?

DARBE İLE İLGİLİ HİÇ SÖYLENMEYENLER....
 Aslında darbe Suriye üzerinden işgal planıydı zaten, bunu herkes biliyor. Darbe sürecinde Fetö'yle iş birliği yapacakmış gibi görünüp sonrada kendini geri çeken sürecin içinde kendilerini Anti RTE gibi gösteren gizleyen Ulusalcı Kemalistler oldu ve Fetöcüleri "fenersiz yakalayan" halkımız da büyük bir ceza kesti. Fetöcüler Ulusalcı Kemalistleri darbeye ikna ettiklerini sandılar. Bu fikir Fuller'ın idi. Çünkü Ulusalcı Kemalistler olmadıkça darbe'nin gerçekleşemeyeceğini onlarda biliyordu. Aksi taktirde bu ordu içinde Junta'nın işi olacak ve sonuca ulaşılamayacaktı. Ancak Kemalist iki türlüydü, biri Amerikan maşası  Batı Çalışma grubu Kemalisti olan Batı'nın mandasını isteyecek kadar aşağılık olan Kemalistler, diğeri de ülkesinin geleceğini düşünen ve Batı'dan hayır gelmeyeceğini bilen Fetö'nün en büyük düşman olduğunu gören Ulusalcı Kemalistlerdi. 
İşte ikinci tür anlattığım Ulusalcı Kemalistler Fetö'ye destek vermedi, ülkemizin bağımsızlığının tehlikede olduğunu gördükleri için onların darbe planlarını deşifre etti. Darbenin deşifre olduğunu anlayan FETÖ işte bu yüzden erken davranmak zorunda kaldı ve büyük bir kibirle bu işi başaracağını sandı. Ancak Menderes'te susan halk, 12 Eylül'de susan halk, 28 Şubatta susan halk "Sağcılardan bi b.k olmaz" diyenleri yanılttı ve büyük çoğunluğu sağcı olan halk ilk defa Amerikan Emperyalizmine maşa olan Fetö darbesine HAYIR dedi ve başardı. İşte bu yukarıda anlattığım olay iyi bilinmediği için Darbe konusunda bir çok soru işareti kalkmıştı insanların kafasında. Bilenlerde nasıl anlatacağını bilmedikleri için hep sustular veya TV'lerde bilindik ezberleri gevelediler. Bende darbeden sonra sustum ve hemen yazmadım çünkü yazılsaydı Fetöcüler bu konuyu başka yerlere çekerek Manüplasyonlar yapabilirlerdi.

Bu paragraf bu darbeyle ilgili bazı karanlıkta ve muallakta kalan soruların cevabıdır işte.
Neden erken darbe yapıldı? Neden Ulusalcı Kemalistler Hükumete destek verdi? Neden Neden Neden vs.

Neyse gelelim Darbe'nin beyin takımlarından Fuller'a. Fena çuvalladı. Hiç hesap etmediği durumlar yüzünden yenildi. Peki Darbeden sonra tipik İngiliz siyasetinin oyunlarını manüplasyonlarını onda görmekteyiz. Bu çakal Türkiye'nin Rusya ile beraber Amerikan İngiliz planlarını alt üst edeceğini görerek aşağıdaki maddeleri sıralayı verdi. Şimdi bu herifin (Fuller'ın) Temmuz'da yaptığı manüplatif önerileri tek tek inceleyelim.

"1. Esed'in yakın bir zamanda görevden ayrılmayacağı gerçeğini görmeli. Türkiye Esed'i indirme hırsından vazgeçmeli. Rusya, ABD, AB, Çin, Mısır ve hatta pek çok Suriyeli Esed'den sonra yaşanacakların Esed'den daha kötü olacağının farkında. Türkiye'nin bu faydasız mücadelede kazanacağı az, kaybedeceği çok şey var.
İnsanları bizi salak sanıyor. Türkiye zaten Esad'ın gitmeyeceğini gördüğü için çoktan yumuşak mesajları vermeye Hazirandan başlamıştı.

2. Suriye'ye barışı getirmek için büyük güçlerle çalışmalı: ABD, Rusya ve AB ile çalışarak Suudi Arabistan'ın Şam'ın kontrolünü ele alacak absürd büyük uluslararası bir Sünni ordu vizyonunu reddetmeli.
Bu korkuyu İranlı salak stratjistlere de anlatıp onları inandırmakta, ancak Türkiye zaten mezhepçiliği reddediyor, ayrıca büyük devletlerle çalışmalı derken ABD ve AB yi kastediyor, zira zaten Rusya ile çalıştığını görmeye başlamıştı Temmuzda. AB Britanya ve AB olarak devre dışı kalacaklarını sezdiler, Rusya ve Türkiye Suriye'yi dizayn edecek BOP bitecekti. Musul bu yüzden ikinci kart olarak kukla Irak devletiyle devreye sokuldu.  

3. Bölgedeki mezhepsel çatışmanın üzerinde duran eski pozisyonuna dönmeli.
Eski pozisyon derken Kuzey koridorunun bozulmasını istemediğini bu isteğin içinde gizliyor.

4. İran'la ilişkileri geliştirmek için çalışmalı.
Bu lafın altında sopa göstermek var. Gerekirse İran'ı Irak'ı üzerine Musul yüzünden salarız şeklinde okumamız lazım bunu.


5. Mezhepsel problemlerin üstesinden gelmek için Irak'la yakın çalışmalı.
 Irak zaten kuklaları. Irak üzerinden Britanya ve Amerika ile çalış diyorlar Türkiyeye. Türkiye bu oyuna gelmeyecek ve Iraklı kuklalara sonradan hayır diyecekti. Dedi de...

6. Suudi Arabistan'la stratejik bağlantılardan geri durmalı.
 Suudi Arabistanla Türkiyenin yakınlaşması demek Türkiyenin elini güçlendirmek demekti. Yıllarca sömürdüğü bu ülkeyi elinden kaçırmaya başladı. Suudileri yalnızlaştırmanın peşinden koşmakta ve Yemen'den Suudileri sıkıştırmaya başlamışladı. Kabe'ye roketleri CIA Yemen üzerinden atıyordu. Amaç büyük ortadoğu savaşı çıkartmak Şii ve Sünni kıyameti oluşturmak. Bu köpeğin en büyük hedefi zaten mezhep savaşını körüklemek.

7. Mezhepsel tabanlı olmadığı sürece diğer Körfez ülkeleri ile işbirliği yapmalı. 
Katar'la yapılacak bağlantılar özellikle faydalı olabilir.
Bu maddeyi de kamuflaj için koymuş şerefsiz. Ancak bunun altında bile İslam merkezli bir birlik kurma sakın haaa uyarısını görmediğimizi sanıyor...

8. Rusya ile ilişkinin düzeltilmesine öncelikli önem vermeli. NATO'yu Rusya'yla akıllıca olmayacak karşılaşmalara dahil etmeye çalışmayı durdurmalı.
 Bu maddenin kodu şu, yarın bir gün şimdi ilişkilerin düzelen Rusya ile aran kötü olursa Nato'yu yanında bulamayacaksın. Bu sözle kendini stratejist sanan AK Parti hükümeti içindeki bazı geri zekalı Fetö sempatizanlarını ikna etmekte. Fetö sempatizanı derin(!) stratejiciyle gözü yaşlı çiyanı Paralel Ak parti kurmaya ikna etti bile.

9. Bölgedeki 'Kürt elementler'le yakın ilişki kurmaya öncelik vermeli."
Onun Kürt element dediği PKK ve PYD ile çatışma uzlaş çözüm sürecine dönmeye çalış mesajı. Kürt halkı'nın ayrı PKK'nın ayrı olduğunu Türkiye çok iyi anladı. Ne zaman? O iki polisi PKK gece yarısı uykusunda şehit ettiği zaman. Ne Amerika ne PKK ne de D'ingiltere Türkiye'yi bu kadar kızdıracakları akıllarına gelmedi. Hem halk hemde RTE çok kızgın. O yüzden ne Türk halkının ne de Türkiye Cumhuriye'ti devletinin Graham Fuller gibi bir CIA'cının oyuna gelmeyeceği açık. 
New York'ta RTE'yi "Ekonomiyi Yıkmakla tehdit etmek" ne demekmiş BATI görecek...


SONUÇ: CIA ve Fetöcüler var güçleriyle Hükümet'in Türkiye'yi Rusya ile iş birliğine sokarak bir yok oluşa götürdüğünü, ülkeyi Kemalistlere yem ettiğini, ilerde RTE'nın Cemaatleri tıpkı Fetö gibi yok ederek tek adam olmaya çalıştığını, Türkiye'nin demokrasi ve insan hakları karnesinin alay konusu olduğunu, şimdide RTE'nin ekonomiyi mahvetmeye başladığını, doların Ocak ayında 5 TL olacağını, ülkemizin mahvolmadan önce RTE'den kurtulması gerektiğini, AK Parti içinde Arınç, Gül vb milletvekillerinin de muhalif olduğunu ama RTE'nin ısrarla tek adamı oynadığını diktatör olduğunu vb" yalanları sıralayıp ortada olan insanları yanlarına çekmeye çelışmaktalar. Allaha şükür 15 Temmuz'dan sonra sesleri kesildi, çünkü böyle konuşan kim varsa hemen kendini eleveriyor zaten. Bu nedenle Türkiye'de halk geçen hafta Perşembe gecesi 23:25'te Face'te ve Twitter'da yazdığım ve Facebook dostlarımın büyük desteğiyle tüm ülkeye yayılan  #dövizinitürkiyeiçinboz kampanyası 1 haftada 20 milyar doların bozulmasına sebebiyet verdi. Çünkü kampanya çığı gibi büyüdü. Burada önemli olan halkın ülkesinin yanında yer aldığını göstermesidir.
 Ancak Hükumette bazı tasarruf önlemleri almaya başlamalı özellikle 120 bin adet makam aracını artık azaltmalı. Bu halk her türlü fedakarlığı yaparken 120 bin makam aracı halkın vicdanını yaralıyor. Şehirlerde emniyet şeritleri makam araçlarıyla dolu....