www.islamastrolojisi.com "Adalet denge ve huzurun temelidir"

FATİHA EYLEM MANİFESTOSU www.islamastrolojisi.com
1-Etiklik (Eunsü)
2-Müteşekkirlik(Elhamdü)
3-Vicdanilik(ErRahim)
4-Sorumluluk(Yewmiddin)
5-Tevhit(İyyakena)
6-Meşru hedef ve Umutvar olmak(Sırat-ıMustakim)
7-Kimseyi taklit etmemek ve kendin olmak, samimi olmak(Gayrilmağdubi) #KABENİNHAYATŞİFRELERİ KİTABIMDAN ALINTIDIR...

26 Ocak 2017 Perşembe

Rusya ve Türkiye Tarihte İlk Kez Birlikte Savaşıyorlar

1500'lü yıllarda güçlenmeye başlayan Rusya Devleti Osmanlı yükselişine engel olmuş bir devletti. Okul kitaplarına Lozan'la beraber sokulan Rusya düşmanlığı ve İngiliz Amerikan dostluğu da yıllarca Türk halkını Rusya ve Ruslara düşman etti. Cüneyt Arkın'ın Kafkasya filmleri de bu bakışa katkıda bulundu. Ülkemizde ABD'den maaş alan bazı yönetmenler yapmak istedikleri Geçmişte Rusya Çarlığı'nın yayılmacı siyasetine İngiltere kendi çıkar siyaseti gereği engel oldu. Kırım Savaşı'nda İngiltere Fransa ve Osmanlı Rusya'ya karşı zafer kazandı.

Sovyetler Birliği döneminde Türkiye'nin Britanya'ya karşı olan mücadelesinde Lenin Türkiye'ye silah sağladı. Zira Çanakkale savaşında İngilizlerin yenilmesi Komünistlerin Rus Çarı'nı öldürmesine kadar olan süreci başlatmıştı. Çanakkale Savaşı'nda ki kahramanlık destanına o kadar odaklandık ki o savaşın sadece Türkiye'nin değil Rusya'nın da kaderini değiştiren savaş olduğunu anlamadık pek. Tarih de Rus Türk ilişkileri işte böyle karmaşık bir seyir içinde devam etti.

Vladimir Putin'in 2001'de 11 Eylül'den yararlanarak Rusya'ya karşı İngilizlerin kontrol ettiği YEŞİL KUŞAK'ı kırma siyaseti başlattı bu islamcı siyaset aslında Çeçenistanda Rusyanıngüçlenmesini sağlayıp Kafkasya'da Rusya lehine istikrar oluşturup Amerikanın ve Batının elinden bu kozu alınca Orta Doğu'da da ABD'nin ve BATI'nın yenilgisi ile sonuçlandı her şey. Bu başarıda RTE'nin Rusya ile ilgili yakın ve dengeleyici siyaseti zaman içinde (her ne kadar NETO/FETO ortaklığındaki uçak krizi olsa da) Putin Erdoğan ortaklığına dönüştü. 

15 Temmuz 2016 da Türk halkına ve seçtiklerine yönelik BATI güdümlü darbe başarısız olunca Rus Türk ilişkileri daha da derin bir yola girdi.

Bu ilişkinin ve Suriye'de barışın bozulması için NATO/FETO/LONDRA siparişi Karlov cinayeti de bu ilişkiyi bozamadı çünkü Uçak Krizinde oynanan oyunu gören Ankara ve Moskova bu cinayetle daha da yakınlaşmaları gerektiğini anladılar. İyi ki de anladılar.

Bir Londra stratejik planı olup londra TAŞERONU ABD'nin uygulamaya soktuğu DAEŞ le ciddi mücadele Fırat Kalkanı'yla başladı. Bu mücadelede DAEŞ'in EL BAB'ı bırakması demek savaşı kaybetmesi demek. Rakka bile EL BAB'ın yanında stratejik olarak bir hiçtir. El BAB'ı PYD'de dolayısıyla ABD de çok istiyordu hatta orayı TR'nin ele geçirmemesi için her türlü terör enstrümanı Londra orkestra şefliği ve Washington'un organizatörlüğünde sergilendi. 

EL BAB'da Daeş her türlü gelişmiş Amerikan ve İngiliz silahlarıyla saldırmakta ve kıran kırana mücadele devam etmektedir. Rusya Federasyonu gelişmiş savaş teknolojisiyle ve Türkiye'nin Fırat Kalkanına destek vermeye başladı bile. Düşünebiliyormusunuz İncirlikte ki Müttefikimiz olan sözde dost ülkelerin uçakları değil de Rusya'nın Suriye'deki üstlerinden kalkan uçaklar EL BAB'da DAEŞ'e karşı savaşıyor. Bunda düşünen her Türk Vatandaşı ve Rus vatandaşı için çok önemli ibretler var. Rusya ve Türkiye Amerikalı dolar trilyonerlerinin ve Şeytani İllüminatinin hedefindeki ülkelerdir bu nedenle bu savaşta beraberce hareket etmeleri çok önemli. Bu önemi bilen Rusya ateşkes ihlali yapan ESED rejimine bile en ağır cevabı vermiş ve buna bir son vermezse müdehalede bulunacağını bile söylemiştir zira Ateşkes'in ihlali ve barışın bozulması Amerikan Londra ortaklığının işine yarar. 

İşte Rusya ve Türkiye müttefik olup Amerikan terör enstrümanı Daeş'e karşı mücadele etmelerinin EL BAB'ı kurtarmak istemelerinin sebebi budur. El BAB düşerse DAEŞ Rakka'ya kadar çekilir.

Bu saatten sonra Rusya ve Türkiye Orta Doğu'da inisiyatifi ele almıştır, Orta Doğu'da Türkiyesiz ve İransız bir barış mümkün değildir. Rusya, İran ve Türkiye'yi müttefik olarak yanına almakla ABD ve Londra ortaklığına dünya tarihindeki en büyük golü atmış bulunmaktadır. 

Cumhurbaşkanlığı Sistemi nedir? Referandum da Evet mi Hayır mı?



2011'den beri Eyalet ve Başkanlık sistemini savunmuştum. Bu sistem aslında Türkiye'nin elinde büyümek için çok büyük bir kozdu. KKTC, Kuzey Irak, Cerablus, Nahçivan, Batı Trakya, Katar, Azerbaycan vb ülkelerle Federasyon çatısı altında Türkiye Federasyonu Devleti imkânını kaçırırken, Suudi Arabistan, Somali, Sudan, Tunus, Fas, Cezayir, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Çad, Malezya, Endonezya, Singapur, Pakistan, Afganistan ve Tacikistan ile de büyük bir Konfederasyon imkanını üzülerek söylüyorum kaçırdık. Hiç bir Allah'ın kulu Türkiye'de bu vizyonu anlamadı. Hatta Yeniden Osmanlı diyen Osmanlıyı yere göğe sığdıramayan coğrafya ve siyaset özürlüler bile bu sistemin Türkiye’nin elini güçlendirecek bir sistem olduğunu anlamadı çözemedi. Varsa yoksa BOP dediler, RTE'ye hala BOP'çu diyen zihinsel özürlülerin yaydığı korkuyu yurt içine yaydılar. Bu planı anlayan İngilizler Cemaat üzerinden Federal Başkanlık sisteminin üzerindeki uzlaşıyı Ekrem Dumanlı aracılığı ile bozdurttu. Oysa Osmanlıyı sözde destekleyen cemaat bile bir Osmanlı sisteminin yeni Cumhuriyet versiyonu olan Eyalet ve Başkanlık sistemini RTE ülkeyi bölecek yaygarasıyla bitirttirdi.


İnsanlar nasılda birbiriyle çelişmektedirler. Hem Osmanlının adaletinden ve yönetim başarısından bahsedeceksin hem de bölünürüz korkusu ve çelişkisi körlüğüyle Osmanlı Eyalet Adalet sistemine karşı geleceksin. Oysa ben bunun yeni anayasada Eyalet sistemine "giriş mümkün çıkış ise genel referanduma bağlanabilir" ilkesiyle engelleneceğini söylemiştim. Nerede anlayacak kafa?!

Neyse, artık Eyalet ve Başkanlık sistemi çöpe atıldı, peki nedir bu Cumhurbaşkanlığı sistemi? Zaafları var mı? Evet mi demeliyiz hayır mı demeliyiz? Bu soruları irdeleyelim şimdi....

Eyalet sistemi olmadan Devlet Başkanını her türlü Londra manüplasyonu ve saldırısına karşı koruma ve devletin istikrarını sağlamaktır bu sistem. Kesinlikle devlet başkanını ve devleti daha da güçlendirecek. Siyasal istikrarsızlıkları ve koalisyonlarla polistik can çekişmeleri ortadan kaldıracak ( Tek şart, Cumhurbaşkanını halkın seçmesi ve asla Yardımcısının Cumhurbaşkanlığı yetkilerini Seçilmiş Başkan yurt dışındayken ona karşı kullanmaması gerekmekte). Öncelikle bu sisteme MHP’nin de onay vermesinin nedeni açık. Ülke 15 Temmuz sonrası da yaşanan travmatik durumla bir daha karşılaşmamak, devletin başkanını artık halkın seçtiği güçlü bir liderlikle BAĞIMSIZLIĞINI BRİTANYA’dan almasının sistemidir bu. Eleştirilecek yanları yok mu? Maalesef çok. Ancak bu eksiklikler kısa sürede giderilemez, zamanla düzenlenir, zira Cumhuriyet kavramı bile halkın kafasında yeni otururken şimdi birde Cumhurbaşkanlığı sistemi çıktı. Aslında Cumhuriyet olarak rejimden çıkılmıyor, daha fazla Cumhuriyet olunmakta çünkü eskiden Cumhurbaşkanı seçilirken Meclis kapalı kapılar ardında Askerle görüşür asker ve Londra’nın onayı alındıktan sonra Cumhur'a (Halka) hiç danışılmadan Cumhurbaşkanı seçilirdi. O da noter gibi çalışırdı.

Abdullah Gül’de bu kırılma yaşandı ve kopuş olmadı (Gül'e kadar tüm Cumhurbaşkanları neredeyse Londra'da Kraliçenin güç göstersinde eğilmiş ve beyatını Londra'ya gayri resmi sunmuştur Lozan gereği), kopuş RTE’nin Cumhurbaşkanı olduğu zaman tamamlandı (Onu Halk seçtiği için Londra'ya davet edilmedi, edilse de o şekilde gitmezdi Kasımpaşalı. Parantez ve altı çizgili yerler not edilmeli). Şimdi Londra ekseninden kopmanın yasaları yapılmakta.  Eğer biz bir takım eksiklikleri var diye bu anayasaya hayır dersek ki bunu söylemeye hakkımız elbette var, ülkeyi istikrarsızlaştırma, Lonra’nın terör maşalarına biraz daha fazla zaman verir hale geliriz. Bunun anlamı şu, DOLAR onların istediği gibi 5 TL olur o zaman.

Halkımız sandığa gitmeli, ve yukarda yazdığım nedenlerden ötürü Yeni Anayasa’ya EVET demelidir. Çünkü çıkacak bir HAYIR, Yeni Anayasa’nın eksikliklerinin tamamlanarak yeniden referanduma gidiş hem zaman hem para hem de Terör yüzünden yeni kayıplar demek olacaktır. Bu sistem daha güçlü HALK İradesi demektir ve Halkın gücünü TERÖRİSTLER ve onların ANASI LONDRA’lı kaltak görecek.

Korkanlar olabilir, aman canım belaya bulaşmayalım da HAYIR diyenler olabilir ve LONDRA  ve ROTSCHILD korkusundan bu Anayasaya HAYIR diyenler çıkacaktır.  Biz korkmayacağız ve korkmamalıyız. İslam Anadolu’ya 1071’de geldiğinde Alpaslan korktu mu? Hayır korkmadı. Malazgirtte PKK tarafından mesaj vermek için şehit edilen o cesur komutan korktu mu? Hayır. Ömer Halisdemir de korkmadı. Bizde korkmayacağız. Burada güçlü olan RTE değildir. Güçlü olan LONDRA’dır ve ROTSHILD’dir. Biz onların tiranlığına ve sömürüsüne karşı mücadele verirken siyaset ve coğrafya özürlü, tıpkı bir şeyhin eteğine tutunup Sırat köprüsünden geçeceğini sanan cemaatçiler ve fetöcülerin kendini Müslüman sanması gibi kendini Solcu sanan güruhta RTE’yi tiranlık ve diktatörlükle suçluyor. Yahu asıl diktatör Şeytani İllüminati bu kadar kör müsünüz?

Neyse, referandum’da Yeni Anayasa’nın tüm eksikliklerine rağmen oyumun rengi EVET olacaktır.
Çünkü THE CİAmaat’in oy rengi HAYIRsa bizim ki evet olmalıdır.
PKK yandaşlarının oy rengi HAYIRsa bizim ki EVET olmalıdır.
Londra HAYIR istiyorsa ki istiyor biz inadına EVET demeliyiz.

Büyük resme bakmazsak Emperyal güçlerin ne istediğini bilmezsek dikkat etmezsek ülkemiz zor duruma düşer.
Yeni Anayasa’da Cumhurbaşkanının Yardımcılarının yetkileri asla Cumhurbaşkanının ki gibi olmamalı.
Çünkü bu ciddi tehlike demektir. Allah korusun gizli Fetöcü bir Cumhurbaşkanı yardımcısı ( Düne kadar Yaver bile Fetöcüydü) o yetkilerle RTE’yi yurt dışındayken azlederse, OHAL ilan ederse, Rusya’ya NATO’nun uçak krizi gibi bir sebeple savaş ilan ederse vb bir sürü endişe var halkın içinde.

İşte ben bu endişeye rağmen yine de EVET diyeceğim çünkü şu an yapacak başka bişey yok aksi halde Terör maşaları daha da hızlanır ve azarlar. PKK, DHKPC, DAEŞ, FETÖ hepsi beraber saldırmakta…
Lütfen aşağıdaki kampanyaya destek verelim.

#Londrayainatevet
#fetöyeinatevet
#pkkyainatevet
#abdyeinatevet
#daeşeinatevet



21 Ocak 2017 Cumartesi

WHY DID AMERICAN RIOT START? WHAT IS WAITING FOR TRUMP?

Obama has governed USA very long time. He was the first coloured and Muslim named president of USA. This was a strong message for Africa and Islamic world, after broken relations by 9/11. American deep state policy had made him a president. He has done his job well and gone.

Obama was like a typical republican president. His governance established ISIL and made terror in Syria against Russia and Iran planning establishing PKK land as well. He also supported FETO which is terror organisation trying to do crackdown. America and its vision in Turkey have lost. America would be nothing without Turkey’s loyal support. However when USA lost Turkey’s trust, it would be so tough to be in Middle East.

 After the crackdown attempt on 15th July 2016 in Turkey, Turkey and Russia came closer and closer each other against the West lead by London and Washington.

President Trump's Inauguration Speech gave some codes about his governance. On the other hand, all coloured, Hispanic etc American were in panic and started the riot on the streets.

Trump emphasized that one republic, one strong nation, one country and every American has got the same blood colour. This speech was a first clue about what he would do.

If he independently resist the power of USA such as Rothschild, Rockefeller etc who controls the 150 Trillion Dollars, then USA will have a chance to be better place in the World. Otherwise USA will be the country of Chaos, Catastrophe and terror. The people of USA who are against to Trump regime do not know that Trump will fight the enemy of USA such as Rothschild (Satanic Illuminati).

Following days will show every one of us what will happen in USA. Trump should keep the control of CIA, FBI and Pentagon first (Just like Erdogan did in Turkey).


Chief of CIA should be changed at first. This is the starting point to govern the country efficiently. Otherwise there is no meaning of being a president.

12 Ocak 2017 Perşembe

TRUMP ERDOĞANLAŞIYOR MU?



Açıklama yapmama rağmen değerli okurlarımdan Trump'ın Başkanlığı ile ilgili sorular gelmeyebaşladı. Bu konuyu daha detaylı açıklayacağım.

Amerikan seçimlerini kazanan yeni başkan herkesi ve kesimi şaşırttı. Normalde Teksaslı silah fabrikalarının partisi olan Cumhuriyetçilerin adayı oldu ve kazandı. Obama öncesinde Dünyada savaşları çıkartan hep başbelası Cumhuriyetçiler olmuştu ve Londra ile en fazla onlar işbirliği yapmaktaydı. Demokrat ise ABD'nin gelişmesine ve kasaların doldurulmasını sağlarlardı. Ancak Obama'nın ikinci yarıdaki başkanlığı hiç böyle olmadı, Obama başlarda Putin ve Erdoğan'la beraber uyum politikası güttü. Ancak sonradan tam bir baş belası eski tip Cumhuriyetçi Bush gibi başkanlık yaptı.

Kaybetti...

ABD, Türkiye olmadan Orta Doğu'da asla var olmazdı çünkü Türkiye eski Türkiye değildi. Erdoğan ABD ve Londra için eski tip Türk Başbakanı ve Noter Cumhurbaşkanı olmamıştı. Britanya'nın gizliden (Lozandan beri) atanmasına onay verdiği değil halkın seçtiği Cumhurbaşkanıydı. Eğer Erdoğan Londra'nın istediği gibi Cumhurbaşkanı olsaydı o da Gül gibi Londra'da ağırlanır nişan verilirdi.

Öyle olmadı...

ABD için siyasi olarak daralma Suriye'de barış görüşmelerinde başladı. 15 Temmuzla Türkiye ile arası açılan ABD ileride daha da ilişkilerin gerilmesine hatta Amerikanın derin stratejik çıkarlarına zarar verici durumlar ortaya çıkmalıydı. Çünkü Amerika'ya karşı Türkiye ve dünyada inanılmaz bir kin ve anti pati oluşmuştu ve Amerika Latin Amerikadan İslam ülkeleri ve tüm Asyada en nefret uyandıran ülke olmuştu çoktan. Hem Türkiye hemde dünyadaki ABD karşıtı öfkenin soğutulması gerekmekteydi. Bu yüzden Trump seçtirildi. Amerikan derin aklı Trump seçilmezse işler daha kötüye gider diye düşünüren ABD içindeki İllüminati şer cephesi ABD derin devletiyle aynı düşünmüyordu. Tüm medya organlarıyla bu siyasete karşı gelmekteydiler.

Tıpkı Türkiye'de şu anda AK Parti MHP iş birliğine karşı çıkan ve ellerindeki medya gücüyle Devletin aldığı önlemlere savaş açan yurt içindeki İllüminati artıklarının yaptıkları gibi.

Trump ve ekibinde zerre kadar akıl varsa bu saatten sonra ABD'nin Ortadoğu ve BOP siyasetinin Erdoğan ve Putin'in neşteriyle ve Fırat kalkanıyla bittiği görülmektedir. Boşu boşuna PYD ve DAEŞ'i desteklemenin aptalca olduğunu anladılar, AMerikan imajına zarar veren İNGİLİZ MAŞASI siyasetin uygun olmadığını düşünmekteler. Trump CNN ve BBC'nin şu an başta Türkiye olmak üzere tüm dünyada Anglo Amerikan sömürüye karşı çıkanların hedefe koyduğu yayın organları olduğunu bilmekte Başkan olmasına da karşı çıkan şer cephesi İllüminati medyasına a ağzının payını verdi canlı yayında. Şu an Amerikadan yumuşak mesajlar verilmekte, güçlü dostluk sinyalleri verilmekte. Bu sinyallerin samimiyeti PYD ve DAEŞ'e karşı yapılan silah yardımları ve Obama CIA'nın kuyruk olduğu Londra siyasetine uyup uymamalarından belli olacak.

Amerikan derin devleti İllüminatinin ve Amerikan faşistlerinin elinde. Trump, değişim istiyormu? Samimi mi? Ayrımcı siyaset güdecek mi? Kendi tabanını da küstürmeden ABD derin devlet mekanizmasını suikast yapmaya zorlamadan dengeyi bularak ülke yönetiminde Erdoğan gibi güç kazanabilecek mi? Güç kazandığında ABD derin devleti onun gitmesi için (GEZİ ve HENDEK BENZERİ)  Latin Amerikalıları Siyahları ayaklandıracak iç karışıklıkları Amerika'da çıkartma gibi bir serüvene atılırlar mı?

Şu anda Trump'ın verdiği sinyal ben Erdoğan gibi ülkemde halkımın çıkarlarını düşünerek ABD'deki 150 Trilyon DOları yöneten ve Dünya ticaretini kontrol altına alan Rotschil Rockefeller vb itlere savaş açarım görüntüsünde.

Trump bunu gerçekten yapmak istiyorsa;
1- CIA'nın başındaki adamı değiştirip tıpkı Erdoğan'ın Fidan'ı değiştirdiği gibi kendi adamını koymalı. Aynı şeyi FBI içinde gerçekleştirmeli.
2- Amerikan milliyetçiliğini Amerikanın Londra köpekleri Rotschil vb kan emicilere karşı yavaş yavaş kışkırtmalı.
3- Başta Rusya ve Türkiye ile çok iyi ilişkiler geliştirip Adalet ve Vicdan odaklı siyaseti ülke içi ve dışında devam ettirmeli. Körü körüne İsrail'i desteklemek değil eleştirmek tavır alması gerektiğinide bilmeli.
4- Londra'dan getirilen Pentagonda tüm stratejilerde fikri alınan Londra Siyaset akademisinin yanıltıcı siyaset üreten adamlarını çöpe atıp Amerikan Milliyetçisi ve ülke çıkarlarını İngiltereye satmayacak adamları göreve getirmeli.
5- İslam ülkeleriyle özellikle Erdoğan ile iyi geçinmeli, Fethullah Gülen'i ya iade etmeli yada Hapiste intihar etmesine izin vermeli.

İşte bu siyasetleri ivedilikle yerine getirirse küresel siyasette tansiyon düşer.

Ancak bunu yapacak cesaret onda var mı?

Bunu bilmiyorum ama bişey var ki bu görüşümden dolayı eminim.

Erdoğan'ın İllüminati (Diğer adıyla Londra Üst Aklına) karşı açtığı savaştaki cesareti Putin'i Arapları, şimdi de Trump'ı etkilemiş görünmekte.

Allah her şeyin hayırlısını nasip etsin.

11 Ocak 2017 Çarşamba

PUTİN TRUMP'I SEÇTİRDİYSE TÜRKİYE'YE KARŞI ABD'YLE ORTAK OLUR MU?

Okuyucularımın bazıları sosyal medyada gerek açıktan gerek özelden gerekse whats app'tan "Madem Putin Trump'ın seçilmesini sağladı, ABD ile beraber Türkiye'nin kuyusunu kazar mı?"

Evet bu endişe bana açık açık soruldu. Buna samimiyetle ve olabildiğince açık yüreklilikle cevap vereceğim. 

Putin kendi ülkesinin çıkarlarını düşünmekte evet ancak o aptal bir adam değil. FETÖ'nün ve ülkemiz içindeki gücünün farkına uçak düşürüldükten üç ay sonra varabildi, eğer isteseydi o zaman savaş açabilirdi. Bunu yapmadı, ülke kızgınlıkla yönetilemez, ülkenin çıkarları her zaman ön plandadır. Türkiye ve Rusya Federasyonu birbirine denizden komşu olan ve birbirine kültürel, sosyal, siyasal ve ekonomik bağlarla bağlı iki ülkedir. Ülkemizde ve Rusya'da on binlerce çift var evli olan. Bu sosyal yön. Türkiye Rusya'nın gazına her zaman ihtiyaç duyacak, satışına geçiş ülke olarak destek verecek. Rusya Türkiye'nin kaliteli ve ucuz tekstil ürünlerine her zaman muhtaçtır. 

Kaldı ki 15 Temmuz sonrasında NATO/FETO ortaklığı iki ülkeyi çok daha fazla yakınlaştırdı. Amerika Birleşik Devletlerindeki seçimleri Rusya'nın hackerlar üzerinden etkilemesi saçmadır, bunu yapsa yapsa Demokratlar yapabilir, yada ABD'nin NEO John'ları. Trump ABD için bir umuttur. Ancak onun Londra Siyaset akademisinin etkisinden ne oranda çıkabileceği ise soru işaretidir. Benim kanaatim ise eğer Trump ABD içindeki Rockefeller ve Rotschild'de karşı gelirse bunu canıyla ödeyeceğidir. Zira geçenlerde TV'de söylediğim gibi Amerikayı Başkanlar değil İllüminati'nin yönettiği gerçeğidir ve Başkanın çok kısıtlı yetkileri vardır aslında. 

Trump'ın göreve gelir gelmez Putin'le ilişkileri hemen düzeltmeye kalkması zor, Rusya ABD yakınlaşmasını sağlayacak olan ABD'nin Britanya'dan uzaklaşarak kendi bağımsız siyasetini ıpkı Türkiye gibi oluşturma cesaretine sahip olmasıdır esas olan. Bu cesareti Trump gösterir mi mesele bu.

Trump'ın Putin'le yakınlaşması Türkiye'nin aleyhine asla olmaz. Bu tamamıyla Londra'nın aleyhine olur, Londra böyle bir durumda kaybeden taraf olmamak için direnir mümkünse Trump'a Kennedy gibi suikast düzenletir, Londra'nın bunu yapmaya gücü var. Ancak bu ileride ABD içinde cidi iç savaş ve karışıklıkları gündeme getirmez mi?

ABD'de Trump'ın kesinlikle 150 Trilyon doları kontrol eden asıl hırsızlar Rothschild ve Rockefeller gibi adamlardan ülkeyi kurtarması lazım. Bu adamlar ülkeyi soymakta, kaynaklarını tüketmekte, Amerikan emekçilerini hergün daha kötü duruma itmektedir. Ülkede milyonlarca evsiz insan kış günü ölmektedir. Sağlık sistemi paralıdır ve çalışmıyorsan öl mantığı vardır.

Bu sebeplerden dolayı Trump sorunun kaynağını görüp kendi ülkesi içindeki bu trilyoner fesatçılarla ülke dışında ise Londra ile mücadele edebilmelidir. Er yada geç bu gerçeği görecek ve yüzleşmek zorunda kalacaktır.

Gelelim halkımıza pompalanan "Putin Erdoğan'ı Satar mı?" sorusuna. Bunu Uçak krizinde gördü, ABD ile ve Suriye'de sorunların Türkiyesiz çözülemeyeceğini de anladı. Türkiye'de halkı asla kaybetmek istemedi ve kriz ortamında bile Türk halkına sıcak mesajlar yolladı. Feto'yu keşfettikten sonra Türkiye'nin yanında yer aldı.

İşte tam bu noktada FETO'nun kalemşörleri başta Emre Uslu gibiler halka Putin'in Erdoğan'ı satacağı korkusunu pompalamaya başladılar. Bunu gizli açık yapıyorlar. Daha Rusya'ya gitmemiş Rus halkını tanımayan tarih kitaplarından "Osmanlıya Hasta adam" diyen Rusya korkuları sendromu başladı.
Bu endişeler ve korkular ABD, Londra ve Feto kaynaklıdır amaç bellidir. Batı'ya karşı güçlü bir blok olmuş bu iki ülke arasında tabandan yani halktan başlayan bir güvensizlik siyaseti pompalamak ve şu anki Batı karşıtı oluşan duvarı çatlatmaktır.

Bu nedenle halkımız bu tür iddialara karşı temkinli olmalı bunların maksatlı olduğunu görmelidir. Haksız olsaydım yukarıda "Uçak Krizi yaşanırken ki siyasal analizimde" olurdum.

Konuyla ilgili TV konuşmamı lütfen izleyiniz.
LİNKİ TIKLAYINIZ VE SONUN KADAR İZLEYİNİZ...




Why do London and Washington NOT want a new Constitution in Turkey?

 Why do they try to stop the process over CHP (Republican People’s Party)?

Since 1922, a lot of things have changed in Turkey and in the world. Turkey got independence in Lausanne in that year. Ataturk, who was the founder of modern Turkey, had already known what the West wanted. Turkey was so young, tired of Balkan war in 1912, World War I. in 1914, independence war from 1919 till 1922. Half of the nation was ill, men died in wars and there were kids, women and the elderly. Facts were different in those days, Turkey did not have much to chose.  Lausanne was the guaranty of UK, US and all western Countries to control the power in Turkey.

How?

1-      All presidents in Turkey were the head of the nation but they (Except Ataturk and Erdogan) did not have enough power to keep the control of the country. They were like notary what National Parliament wanted.

2-      National Parliament was much divided and there were always political stability problems and Turkish Army had to join the governance process to balance for Turkish so called Left party CHP.

3-      CHP (Republican People’s Party) never wanted to change itself. This party named itself as Social Democratic Party as well but in the statements of the party leaders very rarely used these words. CHP could never be a northern European Social Democratic Party. Normally, a social democratic Party was the defender of every sort of freedoms, freedom of speech and expression are the main weapons of Social democrats against to conservatives who resist to every sort of positive changing. CHP was very happy of the status quo. That is why this party has always been the representative of conservatives in Turkey. Surprisingly, CHP has been in International Social Democrats’ Union.

4-      Since CHP never wanted to change itself for the sake of Country’s development, The Right Parties wanted to do some reforms in the country and CHP has always been the Party of NO vote in Parliament. They always resisted to freedom of Kurds rights, wearing Headscarf in Offices of Government etc.

5-      CHP called itself the protector and defender of Ataturk principals and Lausanne treaty instead of defending freedoms.

These days Turkey is discussing and voting new constitution, CHP never supported this constitution defending ridiculously that this would finish freedoms in Turkey. Is it really?

In fact this constitution will empower The President, there will not be very dived parliament, so this will speed the parliament to take decisions and Turkey need it very much.

Moreover, CHP will have to change itself and change the mission too. Otherwise Turkey will create brand new Social Democrat Party instead of CHP.

Actually, Kemal Kilictaroglu has not been an energetic intellectual and powerful party leader since he was chosen. There have been a lot of rumours that Deniz Baykal sex tape was filmed by FETO (Terror Organisation of Fethullah Gulen) just to make Kilictaroglu the head of Party to resist the Government policies even if they were for the interests of State.

CHP had planned to organise huge demonstrations but it was unsuccessful because of the bad weather.

In any case, a real social democratic party is a must in Turkey because they are the left hemisphere of the state's brain.


3 Ocak 2017 Salı

İslami Astroloji’de Dekanlar ve Haritayı Dekanlarla Analiz Etme Tekniği


Dekan kelime olarak Latincede ON dan gelmektedir. Her bir burçta ve her bir evde 3 adet dekan bulunur  toplamda 36 adet dekan vardır. Dekansal olarak harita okumalar genelde burç dekanlarına göre yapılırken evlere göre dekanları incelemek nadirdir.  Bir çok astrolog analiz yaparken Dekanları umursamaz oysa Dekanlar ister Natal (Doğum Haritası) olsun isterse Transit (Gezegenlerin belli dönemde hareketlerinden yapılan analiz haritaları) olsun çok önemlidir. Normal Natal ve Transit analizleri 5 megapixel resim çıkarırsa dekanların ev ve burç olarak analiz edilmeleri 25 megapixel netlik sağlar. Ancak bu çok zor ve yorucu olduğu için çoğu astrolog ya bunu bilmez yada es geçer bu teknikle bakmayı.

Peki dekanları nasıl anlamalıyız neden dekanlar aşağıdaki şekildedir?

Dekanların birbirleriyle alakaları nelerdir?

Geçişlerdeki Dekan felsefesi neye dayanır? Dekanların geçişlerini nasıl algılamalıyız? İslami Astroloji yönünden dekansal analizleri nasıl yapmalıyız?

Bu soruları yanıtlamadan önce aşağıdaki çizelgeyi dikkatle incelemenizi ve olabildiğince hafızanıza almanızı tavsiye ederim.

1. Dekan haritaya göre Koç’un doğal evidir. Koç ile başlayıp Yay ile çıkış yapmakta. Yay Ateşin Su’ya en yakın olduğu burçtur,

2    2  Boğa ile başlayan dekan Oğlak ile çıkış yapmakta, Boğa toprak olan ama su elementine en yakın topraktır. Bu nedenle sınırı YAY ile paylaşmaktadır. Bu da aşırı maddiyatçılığın önünü kesmek ve parayı sevmesine ragmen parayı sevdikleriyle paylaşmak demektir ve gerçekten BOĞA parayı sever ve sevdiklerine verir. Oğlak ise 2. Dekanda iletişim ve dinleme özelliği yüksek olan iletişimde çok iyi bir alıcı olan bir burçtur.

      3. Bu dekanda iletişimin burcu İkizlerle başlar ve KOVA ile biter. KOVA aklın soğukluğunun ailenin evi olan 4. Dekana geçişte bitişidir.

      4. Bu dekan Yengeç ile başlar ve Balık ile biter, Balık 5. Sanat evinde duygusal bir sınırı Aslan ile paylaşır. 

      5.  Aşkın sanatın evi 5. Evde Aslan la başlayan süreç KOÇ ile biter, KOÇ sağlık ve başkaları ile yapılan işler evi 6. Evde sınırı Başakla paylaşır. 

      6.  Başak komşusu 5. Evdeki Koç’a sınırda ki sohbetlerinde mantıklı olmayı asabi çıkış yapmamayı önerirken, 6. Evdeki Başak yöneticisi Merkür olduğu için sağlık ve başkalarına çalıştığımız iş evinde Merküryen mantıklı bir çıkış ortaya koyar. Bu sağlıkta duyarlı davranma duyarlı yeme içme spor yaşama düzenli yaşama prensiplerini getirir. 6. Evden çıkarken Boğa son duraktır ve yöneticisi Venüs olan Boğa yine yöneticisi Venüs olan 7. Evdeki Teraziye göz kırpar ve evlilik ve ortaklıklarda sevgi temelli üzerinden işaret verir. O sevgi ki içinde güven ve umut olmalıdır.

       7. Terazinin doğal evi olan 7. Ev sevgiyle başlayan evlilik ve ortaklıkların, ikinci dekanında Kova ile akılcı ve sabırlı sınav dolu Uranüs Satürn yöneticiliğine işaret ederken, son dekanda ikizler Merküryen etkidir ve artık Venüs dolayısıyla yapılmış evlilik ve ortaklıklar Satürnlü ikinci dekanda sınanırken en son İkizlerin yöneticisi Merkürle akılcılıkla karar kılar ve sevdiklerimizi ve evliliklerimizi akılcı değerlendiririz. Son dekanda ikizler 8. Ahiret evine girmeden önce bu evin yöneticisi Akrepe Merküryen bir selamlama göndererek mantıklı olma ve mantık çizgisinden ayrılmamayı öğütler. Zira 8. Ev ölüm ve ahiret evi olduğu için Vahiye ters bir çok mitolojik saçmalıklar dinsel literatüre girer ve insanlar mantık dışı korkutulurlar. Örnek verecek olursak Kabir azabı adil değildir zira hesap ceza günü gelmeden insana işkenceye başlamak 1980’li yıllardaki karakollarda mahkemeye çıkmadan başlayan işkencelere benzer ki nasıl yaşıyorsak öyle inandığımızın bir kanıtıdır bu.

8.       Bu kısımdan itibaren “İslami Astroloji” kitabımızın 3. Baskısından okuyabilirsiniz. Bu kadar bedava bilgi yeterli sanırım.

Saygılarımla

Ayhan Özcimbit

(Dekanlara göre Şahsınız ve sevdikleriniz için Natal - Transit - Palmistry - Nümeroloji Analizleri için : 
ayhanozcimbit@gmail.com'dan kontak kurabilirsiniz)
www.islamastrolojisi.com

2 Ocak 2017 Pazartesi

II. NATO İŞGAL PLANI

Halkımız NATO içindeki Fetocu subayların işgal ve parçalama sürecini 15 Temmuzda atlattı. Darbe
kalkışmasını NATO içindeki subaylarla yaptılar. İstanbul'dan başlamışlar ama başaramamışlardı. Halkın ve Ordu içinde NATO'ya değil ülkesine bağlı Atatürkçü ve Milliyetçi subaylarla bu işgal planı atlatıldı.

Aşama aşama duruma göre yeni planlar gerçekleştirmekteler. Londra bu işin başı. İkinci işgal planı nedir nasıl olmakta? Lütfen dikkatle okuyuyalım ve üzerinde düşünelim.

Halep yaklaşık 5 yıldır yandı ve kül oldu. Ancak sanki Halep dün yanmaya başlamış gibi Britanya ajanlarına video hazırlatıp yayınlattı hemen bizdeki muhafazakar siyaset özürlüler sazan gibi olaya atladı. Oysa bu işin arkasında Londra vardı ve hem Erdoğan'ı Rusya İran işbirlikçisi hem de Halep'i satan adam gibi gösterip içeride sorgulatır hale getirdi hemde Karlov cinayetiyle Erdoğan'ın uluslararası gönül coğrafyası liderliğine darbe indirdi, diğer yandan gayri resmi halifeliği darbe yedi diyebiliriz.

Durduk yere Osmanlı Ocakları gibi Feto'nun kurduğu söylenen şaibeli kuruluşlar aracılığı ile Alevi ev ve kuruluşlarına saldırılar başlatıldı, yılbaşı kutlamaları ve kutlayanlara yönelik medyada linç başlatıldı. Ardından Reina'ya saldırı düzenlendi. Niye?

Laik kesimin hayat tarzına müdahale edilerek iç savaşın çatışmaların provası yapılmakta. Bunu başaramazlarsa Laikliğin kalesi olan, NATO Güney Avrupa Komutanlığının merkez üssü, Darbenin planlandığı yerlerden olan İzmir'den başlayarak mümkünse Çanakkale, Balıkesir, Antalya, Aydın kıyıları, Muğla işgal edilmeye çalışılacaktır. Kulağa saçma sapan gelebilir ama son bir yılda yaşadıklarımıza bir bakın, SU24 Rus Uçağının düşürülmesi, Rusya ile yaşanan gerilim, 15 Temmuz Darbe girişimi, Fırat Kalkanı Operasyonu ve duymadığımız bilmediğimiz neler neler.

Şimdi şu soruları soralım kendimize.

1- NATO ne zaman Türkiye'nin yanında yer aldı?
40 yıllık PKK ile mücadelemizde bırakın bize destek vermeyi PKK'dan yana oldu NATO müttefiklerimiz.

2-NATO Afganistan'da ne halt ediyor?
35 yıllık Afgan işgal tarihinde NATO Afgan Uyuşturucusunun Avrupa ve Batıya geçişine destek oluyor ve dünyanın üç zengini Rotschild, Rockefeller'ın servetine katkıda bulunuyor.

3- NATO, Bosna'da silah ambargosunu uygulama ve gözetleme işinde bulunarak Bosna'da katlimaın yeteri seviyeye ulaşmasına katkıda bulunarak şartları Bosnalı Müslümanların lehine olmayacak ama Sırpları da çok avantajlı kılmayacak boyuta getirecek Londra siyasetinin Wance Owen planının bekçisi olmuştur.

4- Feto ve NATO subayları neden aynıydı?
15 Temmuzda sorgulamaya alınan darbeci subaylara "Lan şerefsizler neden ülkenizi işgale kalktınız?" diyen subaya "Biz NATO subayıyız, yakında kurtulacağız" dediler. Neye güveniyorlardı? NATO işgaline tabiki...

İşte özellikle son soru üzerinde düşünün. Lütfen çok ama çok düşünün. Hükumet ve Subaylar düşünemese bile siz düşünün. Atatürk'ün uyardığı ülkemizi işgal edecekler olanlar bunlardır. Şimdi videolar hazırlayıp ayaklanma planlıyorlar üstelik Ataürk'ün Gençliğe hitabesini ilk defa halkın ordusu olmuş TSK'ya karşı. 

Bu şu demek

"Asla pes etmedik, NATO güçlü, biz onların ekmeğini yedik suyunu içtik, onların A'dan sonra B, C, D olmasa bile F planları var, siz yenileceksiniz Türkiye işgal edilecek demek".

Peki son gelişen olayları nasıl okumalıyız?

1- PKK ve HDPden umduğunu bulamadı NATO,   tüm PKKlıları ayaklandırmak için Demirtaş'ı Figen'i öldüreceklerdi suçu devletin üzerine atacaktı,  Karlov gibi öldüremedikleri için (Devlet bunu görüp hepsini içeri almakla canlarını kurtarmıştır). Hapise atılmaları Devletin onları öldürme imajından daha az tehlikeliydi. Hapis, Demirtaş'ı PKK'nın elinden kurtarmıştır.

2- Noel baba, yeni yıl kutlamaları üzerinden Reina'ya saldırı. Osmanlı Ocaklarının Alevi ev ve Kurumlarına saldırısı. Bu Atatürkçü ve ülkesine bağlı Alevi kesimlerin savunmaya geçmesini, Devletin yanında yer alan darbeye ve NATO'ya soğuk bakan Atatürkçü Subayları Ordu içinden kopartmak, korkutmak ayrıca mümkünse iç savaş çıkartarak Türkiye'de güvenliğin olmadığı gerekçesiyle İZMİR'DEKİ NATO GÜNEY KOMUTANLIĞI İLE İNCİRLİK ÜSSÜNÜ TAMAMEN İŞGAL EDEREK TÜRKİYEYİ İŞGAL EDEREK SAVUNMASIZ BIRAKMANIN PLANIDIR.

Neden İzmir sorusuna gelince.

İzmir RTE ve AK Parti hükumetine en büyük muhalefeti yapan şehirdir (son olaylarla sosyolojik yapı İşgale hazırlanıyor, Devlet bunları görmese çoğu Arnavut Kökenlilere yönelik olarak hem Arnavutluk hemde Kosova devlet başkanlarıyla görüşürmüydü? Düşünelim bir İzmir'de Arnavut kökenli vatandaşlarımız ne kadar?), bu şehirde yaşayanların bazılarının kafası Anadolu ve İstanbuldaki insanların ki gibi çalışmaz. Farklı çalışır. İzmirlilerin çoğu Tayyip ve AK Partiyi yönetimde görmektense İzmir Yunanın olsun daha iyi diye bakmakta. Bu yüzden olası bir NATO İzmir işgalinde en az ses çıkaracak olanlar hatta NATO'da ki İngiliz ve Amerikan askerlerini alkışlayacak insanlar var o şehirde.

Dün Türkiye'nin Yıldız haritasını ve Transit kıyaslamasını yapmıştım. Politik Astrolojiye zaman zaman girerim merakımdan. Daha önce Darbenin olacağı zamanı bile çıkartmıştım o haritadan.

İzmirli ve ülkesini çok seven Karşıyakalı bir takipçim Facebook'ta  paylaştığım NATO işgal planlarının paylaşımlarını yorumlarımı yaptığımı görünce şok olmuş. Türkiye için yaptığım çizelgeyi sordu. 15 Mart'ta başlayan ve 20 Mayıs'ta sona erecek olan kritik dönemi anlattım.

O da bana kendisinin ve uzaktan tanıdığı birinin gördüğü bu konuyla ilgili şok olduğu rüyayı anlattı. Rüyasında İzmir'in İngiliz ve Amerikan güçlerince bombalanıp işgal edildiğini görmüştü. 20 Mayıs doğumlu bu takipçim aslında NATO'nun B C D F planlarından birini görmüştü. Rusya Batı'nın müttefiki Kırım'ı işgal etmişti, NATO, Rusya'nın müttefiki olan Türkiye'nin İzmir'ini işgal etmek istiyor, bu sayede Ege'de daha fazla kontrolü sağlarken Rusların Egeye geçişinde daha fazla Rus gemisinde nefesini hissettirmeyi planlıyor. Benim yazdığım yorumlar, onun bunu rüyasında evvelden görmesi, illa geliyorum diyen 2. saldırı. Siz üst üste koyun şimdi.

NATO Türkiye'yi kaybetmekle çok şey kaybettiğini biliyor. Bunu Amerikalı üst düzey komutan itiraf etti "Orta Doğu'da üstünlüğü Rusya'ya kaptırdık" dedi. Bu ne demek? Türkiye bizi bölgeden attı demek.

Şu an yapması gereken daha fazla kontrolü kaybetmeden işgal planlarını devreye sokması. HDP, CHP içindeki HDP'liler, FETÖCÜLER; DAEŞLİLER, iç savaş gazına gelebilecek geleneksel siyaset özürlü İslamcılar, Fetönün kurduğu ve Devletçi görünen organizasyonlar hepsi teyakkuzda...

Noel baba ile başladılar....

Halkımız saçma sapan Laik Anti Laik, Alevi Sünni tartışmasını bırakmazsa bir sabah elektrikler kesilmiş ve NATO  tarafından İzmir ve Adana'dan işgale uğramış bulabilir kendini...

Lütfen bu yazıyı okuyup paylaşın. Böylece deşifre edelim...

Çünkü...
#başkatürkiyeyok

1 Ocak 2017 Pazar

Neden Karlow'a suikast düzenlendi? Suikast'in ANA SEBEBİ


Karlow, Türk polis memuru tarafından öldürülünce, Başbakan Erdoğan ve Putin suikast konusunda

bir bildiri yayınladı. Her ikisi de bu suikastın Rus-Türk İlişkileri ve Suriye Barış Sürecini hedeflediğini ilan ettiler. Bu tamamen doğru değildir. Niye peki?

Lütfen dikkatle okuyunuz ...

Bu suikast Ankara'da gerçekleştiğinde ve katil "Suriye'ye Özgürlük" ve "Rusya Suriye'den defol" vb. bağırdığında, Suriye Asad rejimine karşı ÖSO direnişinin desteklendiğini sandı Arap dünyası. Ayrıca bir çok analist Batı'nın Türk Rus ilişkileri bozan yeni bir süreç planladığını düşündü. Ben de başta aynı şekilde düşünmüştüm.

Geçen hafta Türkiye'ye uçarken aklıma bana sosyal medyadan yollanan Arap tepkilerinin geldi, Fas'tan Endonezya'ya kadar Müslümanların görüşleri hakkında bazı haberler okumuştum,  Bazı Müslümanlar katilin Müslüman kahraman olduğunu düşünerek suikasti öven resmi paylaşıyorlardı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rabat'tan Jakarta'ya kadar, Kazan'dan Darüsselam'a "İsrail'e One Minute" dediğinden beri İslam'ın başta Sünni İslam Dünyası'nın lideri gayri resmi HALİFESİ olmuştu. Londra üst zihinleri, Erdoğan'ın prestijine ve bu alandaki tüm dünyadaki İslam ümmeti üzerindeki görüntüsüne zarar vermeyi planladı. Başarılı da oldu. Erdoğan'ın gayri resmi halifeliği İslam ümmetinin cahil alt tabanında sorgulanır hale getirildi. İşte ana neden bunlardır.

Bu suikast nedeniyle Erdoğan, Suriye müslümanlarını artık düşünmeyen Halep'te katliamlara göz yuman Halep'i Ruslara ve İran'a satan adam gibi gösterildi.

Erdoğan, Rus ve İran iş birlikçisi olarak lanse edilmeye çalışıldı bu şekilde. Son dönemde Halep videolarının artmasındaki ana neden de buydu bu dolmuşa IHH'da bindi. Oysa Halep'in durumu daha yeni kötüleşmedi Halep 5 yıldır kan ağlamaktaydı.

Evet, başta BBC, CNN ve diğer tüm batılı gazeteciler bu vizyonu Dünya'ya yazıyor ve pompalıyorlardı, bu yüzden İngilizce konuşan Müslümanlar bu saçmalıklara inanmaya başladı. Londra tarafından kurulmuş ve NATO tarafından desteklenen ve silahlandırılan İŞİD, üyelerine,şu an daha fazla şekilde "Erdoğan'ın  Katil bir kafir  olduğunu" propagandası yapmaktadır. Militan teröristlere bu cinayetle moral verilmiştir.

IŞİD'e göre Türkiye, Darül Harbidir (İslam Savaşı Bölgesi). Feto tarafından kurulan Osmanlı Ocakları, Alevi'yi (Alevi Evi kapılarını veya duvarlarını MUM SÖNDÜCÜLER diye boyayarak) hükumete karşı isyan etmek için Alevileri  kışkırtıyor. Her biri iç savaş için bir yol açmaya çalışıyorlar.

Kesinlikle şunu söyleyebiliriz ki, bu cinayet Batı tarafından Feto'ya işte bu ana neden yüzünden işletişmiştir. İlk amaç Erdoğan'ın İslam ülkeleri kamuoyu neznindeki vizyonunu sallamak. Erdoğan'ı, Putin ve İran'la işbirliği yapan ve İslam aleyhine çalışan biri olarak göstermeye başladılar. Arap Birliği, Rusya ve Türkiye'yi ve Rusya'yı Batılı gözlemcileri bölgeye sokmak ve sürece Batı'yı katmak istemektedir. Bu bir Londra planıdır.
Arap Birliği uzunca bir süredir Londra tarafından kontrol edilmekte, ne olursa olsun Londra emirlerini tereddütsüz yapmaktalar, Arap liderlerin çoğunun şahsiyeti, cesareti ne Birleşik Krallık, ne ABDne de şeytani İllüminati'ye karşı olmak için güçlü değildir.

BBC ve İngiliz Makamları yeni terör eylemleri planlıyorlar, çünkü vatandaşlarına bu günlerde Türkiye'ye gitmemelerini söylediler. Onlar, bir terör saldırısının nerede ve ne zaman olacağını zaten biliyorlar. Türkiye'deki insanlar, BBC'nin İngiltere'nin Amerika'nın çevirdiği dümenleri bilmektedir. Türk güvenlik güçleri BBC gazetecilerini takip etmelidir,  böylece nerede bir terör saldırısı olacağını tahmin edebileceklerdir.